BATI TRAKYA’DAKİ OSMANLI KÖPRÜLERİ
Nalıköy Taş köprüsü
İSKEÇE HAMİDİYE KÖPRÜSÜ
NARLI KÖY TARİHİ OSMANLI KÖPRÜSÜ
IRCAN KÖYÜNDEKİ KEMER KÖPRÜ
Osmanlı Sultanları, yaptırdıkları köprülerle dünya kültür mirasına birçok sanat eseri
birakmışlardır.Batı Trakya’da bulunan köprülerde bu tarihi mirastan nasiplerini
ROMAve BİZANS köprüsü damgası yiyerek almıştır…..
Köprülerin tarihçesi;
İlk köprüler, büyük bir olasılıkla, dereleri geçmek için ağaç kütüklerinin karşısından
karşıya uzatılması ya da İngiltere’de dev on’da hala var olan köprü gibi, büyük ve düz
taşlarlın yan yana konulmasıyla oluşan geçitler biçimindeydi. Bir diğer yöntem de
ardı ardına bağlanan kayıklardan yapılan köprülerdir. Köprülerle ilgili en eski yazılı
belge, yunanlı tarihçi Herodotos’un (M.Ö. 485–425) sözünü ettiği daha kalıcı bir
yapıdır. Bu M.Ö. 8. Yüzyılda Babil’de, Fırat nehri üzerindeki köprüdür.
Daha dayanıksız, ancak teknik açıdan dikkate değere bir köprü, kral Darius’un
(M.Ö.548–486) M.Ö.512’de yaptırdığı kayık köprüdür. Bu köprü aracılığıyla, pers
orduları İstanbul Boğazını geçerek, Güneydoğu Avrupa ülkelerini istila etmeyi
başarmıştır. Dairu’tan sonra Kserkeses (M.Ö. 519/485) aynı yöntemi Çanakkale
Boğazında uygulamış ve burada 674 kayıktan oluşan 1.4 km uzunluğunda yan yana
iki kayık köprü yapmıştır.
Dağlık yörelerdeki nehirleri aşmak, aynı zorlukta ama farklı sorunlar yaratmış ve
ilginç çözümlere yol açmıştır. Budist bir rahip olan Fa-Hsien M.S. 412’de,
Hindistan’da yolculuk ederken karşılaştığı 92m. Uzunluğunda, derin bir vadi
üzerindeki ip köprüden söz eder. Bu tür ilkel asma köprülerin Güney Amerika, Orta
Afrika, Güney Doğu Asya ve Çin’de geniş çapta uygulandığı bilinmektedir. Bu tür
köprülerin yapımında balta girmemiş ormanlardaki kalın sarmaşıklardan ve bambu
elyafından örülmüş ipler kullanılmaktaydı. Peru’da İknalar, 16. Yüzyıl gibi yakın için
bu tür köprülerden yararlanmışlardır.
Osmanlı köprüleri kemer köprü modelinde yapılmıştır,Bu köprüler çok dayanıklı ve
uzun ömürlüdür.
Kemer Köprü Yapımı:
Bir yapıda iki sütun ya da iki duvar arasındaki açıklığın üstünü örtmek için kurulan,
yay biçiminde bir tür köprüdür. Kemer yapımında kullanılan taş ya da tuğlaların bir
yay biçiminde dizilmesi taşların birbirine destek olmasını sağlar. Tepe noktasına
konan kilit taşı kemeri tamamlar. Kemer, kapı ya da geçitlerin istenilen genişlikte
yapılmasına olanak veren bir yapı biçimidir. Kemer yapımının bilinmediği
zamanlarda, kapı ve geçitlerin üzerindeki açıklığı kapatmak için tepeye büyük bir taş
ya da kalın bir kalas yerleştirilirdi. O dönemde yeterince uzun bir taş ya da ağaç
kütüğü bulmak kolay olmadığından, geçitler istenilen genişlikte yapılamazdı.
Kemer yapımında kullanılan taşların, birbirine değen yan yüzleri, kemere yay biçimi
verecek biçimde yontulur. Kemer tamamlandığında, yan yana dizilmiş taşlar arasında
hiç boşluk kalmaz. Tuğlayla yapılan kemerlerde ise tuğlaların yan boşlukları harçla
doldurulur.
"Kemer kalıbı" adı verilen ve kemer biçimindeki ahşap kalıp, üzeri kapatılacak sütun
ya da duvarlar arasına kurulur. Kemer bunun üzerine, iki yandan ortaya doğru örülür.
Ortadaki son taş ya da tuğla yerleştirilmeden kemer sağlam sayılmaz.
Mimarlıkta kemerin bölümlerini tanımlayan birçok terim vardır. Sözgelimi kemerin
ağırlığının bindiği taşlara üzengi taşı ya da yastık taşı, kemer taşlarının oluşturduğu
sıraya da kemer kuşağı denir.
İSKEÇE HAMİDİYE KÖPRÜSÜ
Şahin (Ehinos)köyü yolunda,II.Abdülhamit tarafından 1901 yılında yaptırılan bir
köprü vardır.
Köprü, bölge ulaşmında önemli biryere sahipmiş zamanında ,şimdilerde ise kaderine
bırakılmıştır.Yakın zamanlara kadar ayaklarınında bulunan ay yıldız ve yapım tarihi
arması çeşitli bahanelerle yok edilmiştir..
NARLI KÖY KÖPRÜSÜ
Narlı köy (Poliyantos)’den Yassı köye giderken bir tabela vardır BİZANS KÖPRÜSÜ
yazar.Uluslar arası araştırmacılar, yaptıkları araştırmalarda bu köprünün Osmanlı
yapısı olduğu hakkında hemfikirdir.
İki kemerli taş köprü hakkında net bilgi yoktur. Köprünün mimari ögelerinden
Osmanlı Köprüsü olduğu kesindir.
IRCAN KÖYÜNDEKİ KEMER KÖPRÜSÜ
Gümülcine’den(Komotini) Şapçı(Sappes) kasabasına giderken üzerinden geçeriz
Ircan (Arizbi)Köyündeki tarihi köprünün Hacı Kasım Mimar Ağa tarafından 1649
yılında yaptırıldığını kitabesinden anlıyoruz . Kitabesinden açıkça Osmanlı eseri
olduğu anlaşılan köprü ,yanında bulunan tabelada ROMA KÖPRÜSÜ olarak
tanıtılmaktadır.
Köprülerimiz Bizans ve Roma eseri olmuş. İmeretlerimiz Hristiyanlık müzesi,
kafeterya olmuş.Camiler kilise olmuş..
Azınlık önde gelenleri sadece kınama yayınlamakla yetinmiş.
Kınama yayınlamanın hiçbir yaptırım gücü yoktur.Bir çok azınlık derneği
yetkilileri,Belediye Başkanı,Belediye Başkan Yardımcıları,Vali Yardımcıları,en
önemlisi Millet Vekili dahil somut bir yaptırıma imza atamamışlardır…..
Neden acaba?....
Bunun sebebi ise diğer kültür miraslarımızda olduğu gibi.Azınlık halkına ve
Dünya’ya tanıtılmamış olmasından geçer.Bu konuda kimseyi suçlamak gibi bir
niyetimiz yok, bir zamanlara azınlık halkı eğitim konularında bilinçli olarak çok geri
bırakılmıştır.O zamanınlarda eğitim almış belirili bir grup dışında, ki bunlarda çoğu
öğretmen okulu mezunu (bu okul lise dengindedir) olduklarından sadece eğitim
konusunda halka yardımları olmuştur.Diger bilim dallarından uzman
yetişmemiştir.Kültür varlıklarımızı azınlıktan birkaç araştırmacı yazar ve gazeteci
dışında uzman bir ekip kurulamadığından genelde, Türkiye’den gelen akademisyenler
ve yabancı araştırmacılar incelemişlerdir.Bu önemli bir gelişme tabi ki.
Atrık azınlıkta Arkeologlar, Tarihçiler, Restoratörler, Enografyacılar, Turizmciler gibi
uzmanlar yetişmektedir.
Neden? Azınlık gençleri bu incelemeleri yapamasın, neden yabancılardan
bekliyelim?
Tanıtılması gereken bir kültür varken, doğa güzellikleri varken,Dünya turizm derken
biz hala neyin kavgasındayız………
Bırakalım bu politik kavagaları ne demişler’LAFLA PEYNİR GEMİSİ
YÜRÜMEZ’….
İskeçe Hamidiye Köprüsü
Kozluca Taş Köprüsü
İSKEÇE HAMİDİYE KÖPRÜSÜ
NARLI KÖY TARİHİ OSMANLI KÖPRÜSÜ
IRCAN KÖYÜNDEKİ KEMER KÖPRÜ
Osmanlı Sultanları, yaptırdıkları köprülerle dünya kültür mirasına birçok sanat eseri
birakmışlardır.Batı Trakya’da bulunan köprülerde bu tarihi mirastan nasiplerini
ROMAve BİZANS köprüsü damgası yiyerek almıştır…..
Köprülerin tarihçesi;
İlk köprüler, büyük bir olasılıkla, dereleri geçmek için ağaç kütüklerinin karşısından
karşıya uzatılması ya da İngiltere’de dev on’da hala var olan köprü gibi, büyük ve düz
taşlarlın yan yana konulmasıyla oluşan geçitler biçimindeydi. Bir diğer yöntem de
ardı ardına bağlanan kayıklardan yapılan köprülerdir. Köprülerle ilgili en eski yazılı
belge, yunanlı tarihçi Herodotos’un (M.Ö. 485–425) sözünü ettiği daha kalıcı bir
yapıdır. Bu M.Ö. 8. Yüzyılda Babil’de, Fırat nehri üzerindeki köprüdür.
Daha dayanıksız, ancak teknik açıdan dikkate değere bir köprü, kral Darius’un
(M.Ö.548–486) M.Ö.512’de yaptırdığı kayık köprüdür. Bu köprü aracılığıyla, pers
orduları İstanbul Boğazını geçerek, Güneydoğu Avrupa ülkelerini istila etmeyi
başarmıştır. Dairu’tan sonra Kserkeses (M.Ö. 519/485) aynı yöntemi Çanakkale
Boğazında uygulamış ve burada 674 kayıktan oluşan 1.4 km uzunluğunda yan yana
iki kayık köprü yapmıştır.
Dağlık yörelerdeki nehirleri aşmak, aynı zorlukta ama farklı sorunlar yaratmış ve
ilginç çözümlere yol açmıştır. Budist bir rahip olan Fa-Hsien M.S. 412’de,
Hindistan’da yolculuk ederken karşılaştığı 92m. Uzunluğunda, derin bir vadi
üzerindeki ip köprüden söz eder. Bu tür ilkel asma köprülerin Güney Amerika, Orta
Afrika, Güney Doğu Asya ve Çin’de geniş çapta uygulandığı bilinmektedir. Bu tür
köprülerin yapımında balta girmemiş ormanlardaki kalın sarmaşıklardan ve bambu
elyafından örülmüş ipler kullanılmaktaydı. Peru’da İknalar, 16. Yüzyıl gibi yakın için
bu tür köprülerden yararlanmışlardır.
Osmanlı köprüleri kemer köprü modelinde yapılmıştır,Bu köprüler çok dayanıklı ve
uzun ömürlüdür.
Kemer Köprü Yapımı:
Bir yapıda iki sütun ya da iki duvar arasındaki açıklığın üstünü örtmek için kurulan,
yay biçiminde bir tür köprüdür. Kemer yapımında kullanılan taş ya da tuğlaların bir
yay biçiminde dizilmesi taşların birbirine destek olmasını sağlar. Tepe noktasına
konan kilit taşı kemeri tamamlar. Kemer, kapı ya da geçitlerin istenilen genişlikte
yapılmasına olanak veren bir yapı biçimidir. Kemer yapımının bilinmediği
zamanlarda, kapı ve geçitlerin üzerindeki açıklığı kapatmak için tepeye büyük bir taş
ya da kalın bir kalas yerleştirilirdi. O dönemde yeterince uzun bir taş ya da ağaç
kütüğü bulmak kolay olmadığından, geçitler istenilen genişlikte yapılamazdı.
Kemer yapımında kullanılan taşların, birbirine değen yan yüzleri, kemere yay biçimi
verecek biçimde yontulur. Kemer tamamlandığında, yan yana dizilmiş taşlar arasında
hiç boşluk kalmaz. Tuğlayla yapılan kemerlerde ise tuğlaların yan boşlukları harçla
doldurulur.
"Kemer kalıbı" adı verilen ve kemer biçimindeki ahşap kalıp, üzeri kapatılacak sütun
ya da duvarlar arasına kurulur. Kemer bunun üzerine, iki yandan ortaya doğru örülür.
Ortadaki son taş ya da tuğla yerleştirilmeden kemer sağlam sayılmaz.
Mimarlıkta kemerin bölümlerini tanımlayan birçok terim vardır. Sözgelimi kemerin
ağırlığının bindiği taşlara üzengi taşı ya da yastık taşı, kemer taşlarının oluşturduğu
sıraya da kemer kuşağı denir.
İSKEÇE HAMİDİYE KÖPRÜSÜ
Şahin (Ehinos)köyü yolunda,II.Abdülhamit tarafından 1901 yılında yaptırılan bir
köprü vardır.
Köprü, bölge ulaşmında önemli biryere sahipmiş zamanında ,şimdilerde ise kaderine
bırakılmıştır.Yakın zamanlara kadar ayaklarınında bulunan ay yıldız ve yapım tarihi
arması çeşitli bahanelerle yok edilmiştir..
NARLI KÖY KÖPRÜSÜ
Narlı köy (Poliyantos)’den Yassı köye giderken bir tabela vardır BİZANS KÖPRÜSÜ
yazar.Uluslar arası araştırmacılar, yaptıkları araştırmalarda bu köprünün Osmanlı
yapısı olduğu hakkında hemfikirdir.
İki kemerli taş köprü hakkında net bilgi yoktur. Köprünün mimari ögelerinden
Osmanlı Köprüsü olduğu kesindir.
IRCAN KÖYÜNDEKİ KEMER KÖPRÜSÜ
Gümülcine’den(Komotini) Şapçı(Sappes) kasabasına giderken üzerinden geçeriz
Ircan (Arizbi)Köyündeki tarihi köprünün Hacı Kasım Mimar Ağa tarafından 1649
yılında yaptırıldığını kitabesinden anlıyoruz . Kitabesinden açıkça Osmanlı eseri
olduğu anlaşılan köprü ,yanında bulunan tabelada ROMA KÖPRÜSÜ olarak
tanıtılmaktadır.
Köprülerimiz Bizans ve Roma eseri olmuş. İmeretlerimiz Hristiyanlık müzesi,
kafeterya olmuş.Camiler kilise olmuş..
Azınlık önde gelenleri sadece kınama yayınlamakla yetinmiş.
Kınama yayınlamanın hiçbir yaptırım gücü yoktur.Bir çok azınlık derneği
yetkilileri,Belediye Başkanı,Belediye Başkan Yardımcıları,Vali Yardımcıları,en
önemlisi Millet Vekili dahil somut bir yaptırıma imza atamamışlardır…..
Neden acaba?....
Bunun sebebi ise diğer kültür miraslarımızda olduğu gibi.Azınlık halkına ve
Dünya’ya tanıtılmamış olmasından geçer.Bu konuda kimseyi suçlamak gibi bir
niyetimiz yok, bir zamanlara azınlık halkı eğitim konularında bilinçli olarak çok geri
bırakılmıştır.O zamanınlarda eğitim almış belirili bir grup dışında, ki bunlarda çoğu
öğretmen okulu mezunu (bu okul lise dengindedir) olduklarından sadece eğitim
konusunda halka yardımları olmuştur.Diger bilim dallarından uzman
yetişmemiştir.Kültür varlıklarımızı azınlıktan birkaç araştırmacı yazar ve gazeteci
dışında uzman bir ekip kurulamadığından genelde, Türkiye’den gelen akademisyenler
ve yabancı araştırmacılar incelemişlerdir.Bu önemli bir gelişme tabi ki.
Atrık azınlıkta Arkeologlar, Tarihçiler, Restoratörler, Enografyacılar, Turizmciler gibi
uzmanlar yetişmektedir.
Neden? Azınlık gençleri bu incelemeleri yapamasın, neden yabancılardan
bekliyelim?
Tanıtılması gereken bir kültür varken, doğa güzellikleri varken,Dünya turizm derken
biz hala neyin kavgasındayız………
Bırakalım bu politik kavagaları ne demişler’LAFLA PEYNİR GEMİSİ
YÜRÜMEZ’….
İskeçe Hamidiye Köprüsü
Kozluca Taş Köprüsü
The best free roulette games - Play at One Casino
YanıtlaSilThe best free roulette games. 슬롯 커뮤니티 The 벳시티먹튀 best free roulette games. The best free roulette 벳익스플로어 games. m2 슬롯 The best free roulette 유니벳 games. The best free roulette games. The best free roulette