BATI TRAKYA’DA TEKKELER VE ZAVİYELER.. 1.
Nedir bu tekke kültürü?
Batı Trakya’da bulunan onlarca tekkeden maalesef günümüzde sadece birkaç tane
tekke varlığını sürdürebilmektedir.Birçok tekke bakımsızlıktan ve kötü niyetli
kişilerin yanlış uygulamaları yüzünden yok olmuştur.Batı Trakya’daki tekke ve
zaviyelerden bahsetmeden önce bu hafta tekke nedir,ne amaçla kurulmuştur önce
bunları bilmemiz gerekir.
TEKKE:
Tekke kelimesini duymayan yoktur ama tekke nedir, ne işe yarar, tekkede ne yapılır
ne amaçla kurulmuşlardır.
İşe tasavvuf ne demektir onu açıklayarak başlayalım:
TASAVVUF: Kalbi saf yapmak, kötülüklerden temizlemek demektir. İnsanın kalbini,
Allahü teâlânın muhabbetine bağlamak, Resûlullahın söz, hareket ve ahlâkına uymak,
yolundan gitmektir. Kalb ile yapılması ve sakınılması gerekli şeyleri ve kalbin, rûhun,
kötülüklerden temizlenmesi yollarını öğreten ilme, tasavvuf ilmi denir.
Tekke kelimesi Farsça bir kelime olan ‘tekye’ kelimesinden dilimize tekke olarak
geçmiştir.Tekke kelimesi ‘dayanılacak yer’ anlamına gelir.
İslam ahlakının tasavvuf ilminin öğretildiği ve uygulandığı yer.Din eğitim ve
öğretimin verildiği yerlerden bir taneside tekkelerdir.İslamiyetin öğretilmesinde
medreseler gibi tekkelerinde önemli hizmetleri olmuştur.Tekkeler Müslümanlar
tarafında tevhit inancını,Allah'ın birliğine inanmayı bütün insanlığa yaymak ve
gönüllere yerleştirmek için vakıf esaslarına uyularak kurulmuş sosyal amaçlı dini
eğitim ve öğretim kurumlarıdır.
Bilinen ilk tekke, Ebû Hâşim Sofî için, Suriye’de Remle şehrinde yapılmıştır.
Medreselerde, İslamiyetin iman bilgilerini, emir ve yasaklarını öğreten derslerden
kelâm, fıkıh, hadis, tefsir vs. gibi dini ilimlerle birlikte fen bilgilerinden matematik,
geometri, tıp, astronomi vs. okutulurken, aynı devirde tekkelerde de her Müslümana
lazım olan ahlak bilgileri okutuluyor ve nasıl uygulanması gerektiği, yaşatılarak
öğretiliyordu. Tekkelere gelen genç, orta yaşlı, yaşlı her zümreden insan emir ve
yasakları, İslam ahlakını öğrenerek güzel ahlak sahibi ve herkes tarafından sevilen,
topluma faydalı bir şahıs olarak yetişiyordu.
Tekke ve Medreseler tarih boyunca hep tevhid inancını savunmak üzere kurulan
teşkilatlardır. Medreseler, sistemli bir talim ve terbiye programıyla genç nesilleri
İslami ve dünya ilimlerini öğreterek, mukaddes İslam dininin hizmetine verirken,
tekkeler, genç, yaşlı, okumuş, okumamış ayırt etmeden halkın tüm kesimlerinden
insanların toplandığı, bir ilahi aşk ve İslamiyet sevgisinin öğretildiği insanlar arsında
gönül bağlarının kurulduğu teşkilatlardır. Tekkelerden yetişenlerden Mevlana
Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Erzurumlu İsmail Hakkı gibi sayısız büyük velîler,
yaşadıkları asırlara, eserleri ve yaşayışlarıyla topluma örnek olmuşlardır.
Tekkeler, genellikle şehir, kasaba ve köylere kurulmakla beraber bazen, sosyal
hizmetleri görmek için, büyük kervanların geçtiği ıssız yollarda, kırlık alanlarda,
bazen da, cihad etmek ve düşmanı gözetlemek için hudut boylarında kurulurdu. Issız
yol boylarındaki kırlık alanlara kurulan tekkelerde, kış veya yaz yorgun kervancılar
misâfir edilir, bunlara yeme, içme, yatma, hayvanlarının bakımı dahil, sosyal
hizmetler verilir, karşılığında para da alınmazdı. Hudut boylarındaki tekkelere
gelince; bunlar, stratejik ehemmiyeti olan mevkilerde kurulurdu. Bu tekkelerde
bilhassa cihad için gelen gönüllüler ordusundan Alp erenler, gâziler, akıncılar ve
hudut bekçileri bulunurdu. Bunlar, barış zamanında herhangi bir düşman hücumuna
karşı müdafaasız durumda kalan civar halkını ve Müslüman köylerini korurlardı.
Batı Trakya’yı feth eden Gazi Evranos Bey, Malkoçoğlu, Hüsrev Bey, Kara Şahin
gibi Osmanlı’ların meşhur akıncılarının birçoğu tekkelerde yetişmiş eşsiz
kahramanlardı. Hudut boyu tekkeleri ayrıca komşu devletin şahıslarına Müslümanlığı
tanıtmakla ve oralarda İslamiyeti yaymakla da görevliydiler. Tekkelerin bu bakımdan
da hizmetleri çok olmuştur. Tekkeler bu hizmetlerin yanında çeşitli dert ve
sıkıntılarını, gönül yorgunluklarını dindirmek için, Müslümanların bir araya gelip
dertleşmelerini, birbirlerine yardımcı olmalarını sağlamış, böylece ferdin toplum
hayatına kazandırılmasında önemli bir yere sahiptir. Bir çeşit ruh sağlığı, ahlâk
okulu olmuştur.
ZAVİYELER:
Zaviye tekkeden küçük tarikat evidir.Selçuklular zamanında verimli topraklar
başlarına bu tip yerler yapılırdı,buraların genel ismi menzil hanedir.Menzil hanelerin
bazıları tekke,bazıları zaviye (zaviyeler tekkelere bağlıdır)bazıları kervansaray,
bazıları han şeklindeydi ulaşım buralardan sağlanırdı.O zamanlarda devlet sistemi
dine dayandığı için tekke ve zaviyelerin önemi büyüktü tekke ve zaviyelere görevli
devlet tarafından atanır bu görevli dürüst çalıştığı zaman ölene kadar kalırdı.Tekke ve
zaviyelere araziler vakfedilir işletilerek ordu sefere çıktığında ihtiyaçlar buralardan
karşılanırdı.
Osmanlı’nın bu önemli kurumları varlıklarıyla toplum hayatına çok değerli katkılarda
bulunmuştur.
Her kurumda olduğu gibi, çıkar peşinde koşan kişiler, bu güzel kurumları amaçları
dışına çıkararak yok olmalarına sebeb olmuşlardır.
Günümüzde vakıf kavramını yok eden aynı zihniyetin devamı degilmi?
Gümülcine Postuboş Baba(poşpoş) tekkesinin yıkılmasına sebep olan zihniyet bu
değil mi?
.
Batı Trakya’da bulunan onlarca tekkeden maalesef günümüzde sadece birkaç tane
tekke varlığını sürdürebilmektedir.Birçok tekke bakımsızlıktan ve kötü niyetli
kişilerin yanlış uygulamaları yüzünden yok olmuştur.Batı Trakya’daki tekke ve
zaviyelerden bahsetmeden önce bu hafta tekke nedir,ne amaçla kurulmuştur önce
bunları bilmemiz gerekir.
TEKKE:
Tekke kelimesini duymayan yoktur ama tekke nedir, ne işe yarar, tekkede ne yapılır
ne amaçla kurulmuşlardır.
İşe tasavvuf ne demektir onu açıklayarak başlayalım:
TASAVVUF: Kalbi saf yapmak, kötülüklerden temizlemek demektir. İnsanın kalbini,
Allahü teâlânın muhabbetine bağlamak, Resûlullahın söz, hareket ve ahlâkına uymak,
yolundan gitmektir. Kalb ile yapılması ve sakınılması gerekli şeyleri ve kalbin, rûhun,
kötülüklerden temizlenmesi yollarını öğreten ilme, tasavvuf ilmi denir.
Tekke kelimesi Farsça bir kelime olan ‘tekye’ kelimesinden dilimize tekke olarak
geçmiştir.Tekke kelimesi ‘dayanılacak yer’ anlamına gelir.
İslam ahlakının tasavvuf ilminin öğretildiği ve uygulandığı yer.Din eğitim ve
öğretimin verildiği yerlerden bir taneside tekkelerdir.İslamiyetin öğretilmesinde
medreseler gibi tekkelerinde önemli hizmetleri olmuştur.Tekkeler Müslümanlar
tarafında tevhit inancını,Allah'ın birliğine inanmayı bütün insanlığa yaymak ve
gönüllere yerleştirmek için vakıf esaslarına uyularak kurulmuş sosyal amaçlı dini
eğitim ve öğretim kurumlarıdır.
Bilinen ilk tekke, Ebû Hâşim Sofî için, Suriye’de Remle şehrinde yapılmıştır.
Medreselerde, İslamiyetin iman bilgilerini, emir ve yasaklarını öğreten derslerden
kelâm, fıkıh, hadis, tefsir vs. gibi dini ilimlerle birlikte fen bilgilerinden matematik,
geometri, tıp, astronomi vs. okutulurken, aynı devirde tekkelerde de her Müslümana
lazım olan ahlak bilgileri okutuluyor ve nasıl uygulanması gerektiği, yaşatılarak
öğretiliyordu. Tekkelere gelen genç, orta yaşlı, yaşlı her zümreden insan emir ve
yasakları, İslam ahlakını öğrenerek güzel ahlak sahibi ve herkes tarafından sevilen,
topluma faydalı bir şahıs olarak yetişiyordu.
Tekke ve Medreseler tarih boyunca hep tevhid inancını savunmak üzere kurulan
teşkilatlardır. Medreseler, sistemli bir talim ve terbiye programıyla genç nesilleri
İslami ve dünya ilimlerini öğreterek, mukaddes İslam dininin hizmetine verirken,
tekkeler, genç, yaşlı, okumuş, okumamış ayırt etmeden halkın tüm kesimlerinden
insanların toplandığı, bir ilahi aşk ve İslamiyet sevgisinin öğretildiği insanlar arsında
gönül bağlarının kurulduğu teşkilatlardır. Tekkelerden yetişenlerden Mevlana
Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Erzurumlu İsmail Hakkı gibi sayısız büyük velîler,
yaşadıkları asırlara, eserleri ve yaşayışlarıyla topluma örnek olmuşlardır.
Tekkeler, genellikle şehir, kasaba ve köylere kurulmakla beraber bazen, sosyal
hizmetleri görmek için, büyük kervanların geçtiği ıssız yollarda, kırlık alanlarda,
bazen da, cihad etmek ve düşmanı gözetlemek için hudut boylarında kurulurdu. Issız
yol boylarındaki kırlık alanlara kurulan tekkelerde, kış veya yaz yorgun kervancılar
misâfir edilir, bunlara yeme, içme, yatma, hayvanlarının bakımı dahil, sosyal
hizmetler verilir, karşılığında para da alınmazdı. Hudut boylarındaki tekkelere
gelince; bunlar, stratejik ehemmiyeti olan mevkilerde kurulurdu. Bu tekkelerde
bilhassa cihad için gelen gönüllüler ordusundan Alp erenler, gâziler, akıncılar ve
hudut bekçileri bulunurdu. Bunlar, barış zamanında herhangi bir düşman hücumuna
karşı müdafaasız durumda kalan civar halkını ve Müslüman köylerini korurlardı.
Batı Trakya’yı feth eden Gazi Evranos Bey, Malkoçoğlu, Hüsrev Bey, Kara Şahin
gibi Osmanlı’ların meşhur akıncılarının birçoğu tekkelerde yetişmiş eşsiz
kahramanlardı. Hudut boyu tekkeleri ayrıca komşu devletin şahıslarına Müslümanlığı
tanıtmakla ve oralarda İslamiyeti yaymakla da görevliydiler. Tekkelerin bu bakımdan
da hizmetleri çok olmuştur. Tekkeler bu hizmetlerin yanında çeşitli dert ve
sıkıntılarını, gönül yorgunluklarını dindirmek için, Müslümanların bir araya gelip
dertleşmelerini, birbirlerine yardımcı olmalarını sağlamış, böylece ferdin toplum
hayatına kazandırılmasında önemli bir yere sahiptir. Bir çeşit ruh sağlığı, ahlâk
okulu olmuştur.
ZAVİYELER:
Zaviye tekkeden küçük tarikat evidir.Selçuklular zamanında verimli topraklar
başlarına bu tip yerler yapılırdı,buraların genel ismi menzil hanedir.Menzil hanelerin
bazıları tekke,bazıları zaviye (zaviyeler tekkelere bağlıdır)bazıları kervansaray,
bazıları han şeklindeydi ulaşım buralardan sağlanırdı.O zamanlarda devlet sistemi
dine dayandığı için tekke ve zaviyelerin önemi büyüktü tekke ve zaviyelere görevli
devlet tarafından atanır bu görevli dürüst çalıştığı zaman ölene kadar kalırdı.Tekke ve
zaviyelere araziler vakfedilir işletilerek ordu sefere çıktığında ihtiyaçlar buralardan
karşılanırdı.
Osmanlı’nın bu önemli kurumları varlıklarıyla toplum hayatına çok değerli katkılarda
bulunmuştur.
Her kurumda olduğu gibi, çıkar peşinde koşan kişiler, bu güzel kurumları amaçları
dışına çıkararak yok olmalarına sebeb olmuşlardır.
Günümüzde vakıf kavramını yok eden aynı zihniyetin devamı degilmi?
Gümülcine Postuboş Baba(poşpoş) tekkesinin yıkılmasına sebep olan zihniyet bu
değil mi?
.
Yorumlar
Yorum Gönder