Kayıtlar

2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BATI TRAKTA’DA BİR İLK HERKESİN GÖNLÜNDE OLAN FAKAT HİÇ KONUŞULAMIYAN KONU!!!!!! ‘AZINLIK TARİHİ VE KÜLTÜRÜ MÜZESİ’

BATTAM’ın önderliğini yaptığı tarihi bir proje. Uzun bir aradan sonra yine sizlerleyim,bu süre içinde azınlığımızı ilgilendiren çok güzel bir araştırmayı bitirdim.Aldığım eğitimin önemli kısmını oluşturan müzecilik bana  azınlığın en büyük eksiklerinden ve en önemlilerinden bir tanesi  olan azınlık kültürünü dünyaya tanıtacak bir ‘ ETNOGRAFYA MÜZESİ ’……. Neden, AZINLIK TARİHİNİ VE KÜLTÜRÜNÜ gösterebileceğimiz bir müzemiz yok?. Uzun araştırmalar ve görüştüğüm bir çok uzmanla yaptığımız incelemeler sonunda bu konuda daha önce çalışmalarda bulunmuş akademisyenlerle yaptığımız incelemeler sonunda   AZINLIK TARİHİ VE KÜLTÜRÜ MÜZESİ yapılmasında hiçbir engel bulunmadığını sizlere bildirmekten gurur duyarım. Bu aratırmalarımız sonunda hazırladığımız  proje BATTAM (Batı Trakya Türkleri Araştırma Merkezi)tarfından destek buldu ,bu güzel girişimi destekliyerek uluslar arası platformda duyurdukları için ve sonuna kadar desteklerini bizlerden çekmiyeceklerinin gazantisini vermişlerdir. Bu güze

ÖNEMLİ DUYURU

Değerli dostlar sizlerle çok üzüldüğüm bir haberi paylaşmak istiyorum.uzun bir zamandır üzerinde çalıştığım ve sonunda tamamladığım Azınlık Tarihi ve Kültürü Müzesi projesine BATTAM destek verdi ve yayınladık bu projeye Yunanistan dışından ve azınlık halkından çok fazla destek geldi,BATI TRAKYA AZINLIĞI BASINI malesef bu konuda hiç destek vermedi çok üzücü bugün aldığım üzücü haberler arasında bu projenin yayınlandıktan sonra , bu konunun neden azınlık basınında yer almadığını belgeler nitelikte bir haber duyum aldım, bazı dernek kolları sessizce bazı derneklerin içinde bir odada müze oluşturmak için çabalar içindeymiş,bu proje hırsızlarını esefle kınıyorum.Ayrıca bu proje tamamen benim hazırladığım ve onaylattığım bir projedir.Ayrıca bir müze yapmak cocuk oyuncağı değildir,bir kültürü bir odada anlatamassınız,yaptığım araştırmalarda herhangi bir dernek vakıf içinde oluşturulmuş sergi salonları müze olarak değerlendirilemez.Bu tarz salonlar hedeflere ulaşmakta yetersiz kalac

AZIKLIK TARİHİ VE KÜLTÜRÜ MÜZESİNİN İLK ADIMLARI ATILMAYA BAŞALDI.

BATI TRAKYA TÜRKLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ ZENTRUM FÜR DIE STUDIEN DER WEST-THRAKISCHEN TÜRKEN RESEARCH CENTER FOR WESTERN THRACE TURKS Κέντρουν Σπoυδών Τούρκων της Δυτικής Θράκης Familienverein der West - Thrakischen Türken in Bayern e. V 10157 Gründung: 22.03.1981. SchopenhauerStr. 105 80907 München Tel/Fax: 0049 89-356 58 313 saricali1947@hotmail.com www.battam.org BATTAM (Batı Trakya Türkleri Araştırma Merkezi) BATTAM BASIN DUYURUSU (Batı Trakya Türkleri Araştırma Merkezi) Almanya-Münih 02. 09. 2010 Değerli BATTAM’lılar ve Sevgili Batı Trakyalı Hemşehrilerimiz; Kısa adı BATTAM olan Batı Trakya Türkleri Araştırıma Merkezi, Batı Trakya’da bugüne kadar yapılması gereken ve geç kalınmış bir konu “AZINLIK TARİHİ VE KÜLTÜRÜ MÜZESİ” üzerinde çalışmalar başlatmak istemektedir… Bu çalışmayı siz saygı değer kardeşlerimizle ve gerekse Batı Trakya’d

Cami Avlularındaki Mezarlıklar

Resim
                                            BASIRLIKÖY CAMİ AVLUSU MEZARLIĞI Her caminin avlusunda bir mezarlık vardır,çoğu zaman önemsemeyiz ve dikkatimiziden kaçar.Bu mezarlıklar aslında bizlere geçmişimizin bir mirasi,barındırdığı taşlarla geçmişimizi anlatan sanat eserleriyle süslenmiştir. Özellikle ufak yerleşimlerde köy ilçe gibi nufus yogunluğunun sık değişmediği yerleşim alanlarında dahada bir önem kazanırlar,bir çok köyde en bakımlı durumda olan mezarlıklar cami avlularında olan mezarlılardır. Bu mezarlar bulunukları köyün ne zaman kurulduğundan,köyün önde gelen kişilerine,bu köyde yaşamış hoca efendilere,devlet görevlirine kadar ulaşma imkanı buluruz. Bir çok köyde çok iyi durumda korunan bu mezarlılarda bulunan ve üzerinde hat sanatının en güzel örneklerini barından mezar taşalarını daha dikkatli bir özenle korunmalı bunlar araştırılarak,bu taşların gerçek değerlerini vermelidir. Bir zamanlar bütün mezarlıklarımızda bulunan ve halk arasında sarıklı mezar taşlar

BATI TRAKYA’DA BİR ZAMANLAR HAMAMLAR VARDI…

Evet bir zamanlar yaşadığımız bölgede hamamlar vardı,Gümülcine‟de son yıllarda ortaya çıkan bir kalıntıdan başka hamam yoktur.Osmanlı İmparatorluğu kurduğu hamamlala islam dininin temizliğe verdiği önemi bütün Dünya‟ya göstermiştir. Hamam nedir? Nasıl ısıtılır? Faydaları nelerdir? Yapılan arkeolojik çalışmalarda günümüz hamamlarına benzer içi ısıtlan ve çeşmelerinden sıcak su akan yapılar Atina‟da bulunmuştur,bu yapılar ilk hamamlar olarak kabul edilir. Orhan Yılmazkaya'nın yazdığı "Aydınlık Kubbenin Altındaki Sıcaklık: Türk Hamamı" adlı kitapta, tarihsel süreç içerisinde hamam kültürü ve Osmanlı İmparatorluğu'nda hamamlar geniş bir şekilde anlatılıyor. Kitapta, ilk adımı Yunanlıların atmasına rağmen, bağımsız hamam yapılarının gelişiminin Roma uygarlığı ile birlikte geliştiği belirtiliyor. Kesin olmamakla birlikte M.Ö. 1. yüzyılda mimar Sergius Orata'nın, yakılan merkezi bir ateşten elde edilen sıcak hava ile hamam binasını ısıtmayı ilk kez başardığı düşünül

KİLİSEDEN CAMİYE,CAMİDEN KİLİSEYE

Resim
Batı Trakya’da ilk Cuma hutbesinin okunduğu camii Fere(Ferecik) Gazi Süleyman Paşa Camii Bu günün Panaghia Kosmosoteira kilisesi.                  Cami olduğu zamanlardan kalma bir kare. Fotoğraf: Ekrem Hakkı Ayverdi Hocanın kitabından Dedeağaca bağlı küçük bir kasaba olarak tanımlanır, Fere kasabası Türkiye sınıra en yakın yerleşim yeridir,Meriç nehrinin batısında Osmanlı İmparatorluğunun ilk fethetiği yerlendedir Fere kasabası konumu itibarıyla dönemin önemli yerleşim yerlenden bir tanesi ve bir çok Osmanlı eserinede sahiplik yapmaktadır. Bunlardan en önemlisi Gazi Süleyman Paşa Camisi olarak bilinir.Camiye çevrilmeden önce Panaghia Kosmosoteira Manastırı kilisesi olarak hizmet veren yapı 1152 yılında yapılmıştır. Gazi Süleyman Paşa ve Gazi Evrenos bey tarafından 1357 yılında fethedildikten saonra Gazi Süleyman Paşa Cami olarak değiştirilmitir.Sol tarafında bir minarei olduğu bilinmektedir.Yanı başına bir de medrese kurdurmuşlardır. Tarihi kayıtlarda Batı Trakya’da ilk

YOK EDİLEN BİR MİRAS POSTUBOŞ BABA (POŞPOŞ)TEKKESİ VE HAZİRESİNDE AYAKTA KALMAYI BAŞARAN MEZAR TAŞLARI

Resim
                               HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                                  HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                               HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                                HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                             HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                              HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                             HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                               HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                             HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                               HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER                              HAZİREDEKİ MEZAR TAŞLARINDAN ÖRNEKLER           POSTUBOŞBABA TÜRBESİNİN YIKILAN KALINTILARI ARASINDA TURBE        TEKKENİN HİZMET VERDİĞİ GÜNLERDEN KALMA ESKİ TAKUNYALAR                                TEKKENİN YIKILAN MİSAFİRHANE BÖLÜMÜ                                     VE TÜRBENİN KA

Yunanistan ve Batı Trakya’daki Osmanlı Eserlerinin Korunması Onarılması ve Yayinlanması Projesi

İstanbul Üniversitesi Arkeoloji bölümü mezunuyum. Yaptığım gözlemlerimde, Yunanistan ve Batı Trakya’daki Osmanlı eserlerine verilen zararlar çok fazla ve hala zarar verilmeye devam ediliyor. Hazırladığım projeyle Yunanistan ve Batı Trakya’daki bu tarih katliamına dikkat çekmek ve bu eserleri topluma kazandırmak amacındayım. Projenin Amacı:  Yunanistan Batı Trakya’daki kültür varlıklarının bulgularının, kronolojik bir envanterinin çıkartılması.  Bilginin uluslararası platformda paylaşılması amacına yönelik olarak bilimsel bir çalışma yapmak.  Gerek görülen eserlerin korunması ve restorasyonu için gerekli çalışmaların yapılması.  Yunanistan ve Batı Trakya kültür emanetlerinin, öncelikle, elektronik olarak korunmaya alınması.  Basılı ve elektronik ortamda yayınlanması ve bu emanetlerin dünyaya açılması.  Yunanistan ve Batı Trakya’nın, sistemli biçimde taranması, mevcut bilgilerin doğrulanması, yeni yerlerin belgelenmesi. Yunanisatan ve Batı Trakya toprakları üzerindeki, gerek d

KIRMAK MI ? YAPMAK MI?

Resim
GÜMÜLCİNE TREN MERKEZİ YANINDA Kİ YAPI  BÜYÜK OLASILIKLA KARAKOL BİNASIYDI. Geçen hafta gazetemizin sahibi ve genel yayın yönetmeni sayın İlhan Tahsin beni ariyarak, Gümülçüne tren merkezinin yanındaki bir Osmanlı binasının restore edilirken kapı üzerinde bulunan Osmanlı armasının bazı bölümlerinin kırıldığını haberini verdi. Üzülerekte olsa gittik ve yapının kapı üzerindeki mermer armasının bazı bölümlerinin tahrip edildiğini gördük ve fotoğrafladık. Sayın genel yayın yönetmenim bu yapının geçmişi hakkında bir bilgiye ulaşamadığını benim değerlendirmemi istedi. Yaptığım araştırmalarda bu yapı hakkında kesin bir kayda rastlamak pek mümkün olmadı.Kesin olmasada bu yapı ile ilgili bir belgeye ulaştım. Bu belge Osmanlı Belgelerinde Batı Trakya kitabını okurken rastladığım bir belgenin içinde gizli çıktı. Belge ismi: 1903-1904 SENELERİNDE GİMİLCİNE’DE YAPILAN OKUL,YOL,KÖPRÜ,SU YOLU, VE ASKERİ TESİSLERİN LİSTESİ İsimli belgenin içinde, su listede yer aldığına kanaat getird

EVRENKÖY CAMİSİNDEN ÇIKAN CÖMEK VE TESTİLERİN SIRRI

Resim
İsminin Gazi Evrenos Bey’den geldiğine inanılan köy halkı bugünlerde camiyi yenilemekle meşkul,eski cami büyüyen köy halkına yeterli gelmediği icin,yıkılarak yerine yeni ve daha büyük bir cami yapmak için gerekli izinler alındılar ve eski camii yıkılmaya başladılar.Yıkım işlemi sırasında caminin duvarlarının üst sağ köşe kısmında bir büyük çömlek,yine üst sol kısmında bir adet testi bulunmuştur. Bu çömlek ve testiler Osmanlı mimarisinde genelde çok büyük ve kubbeli yapılarda içindeki seslerin daha iyi duyulması ve kulağa hoş gelmesi için kullanılımış. Bunların bilimsel acıklamasınıda yapmakta fayda vardır. Bilim dilinde Boşluklu Rezinatör olarak adlandırılır.Bu sistem mekan içindeki çınlamayı en az seviyeye düşürmek için kullanılır.Osmanlı mimarisinde Mimar Sinan eserlerinde karşımıza cıkmaktadır. Avrupa’da Boşluklu Rezinatörler üzerine yapılan ilk araştırmalar 1862 yılında Alman bilim adami Helmholtz tarafından başlatılmıştır.Bunun teorisi ise 1953 yılında Mimar Sinan’dan

GİRİT ADASINDA KAZILARDA BULUNMUŞ BİR NARGİLE

Resim
Girit adasında bulunan bir nargile parcası değerli arkadaşım Panadıwths'e teşekkurler..

EFSANELER TÜRBESİ KÜTÜKLÜ BABA TÜRBESİ RESTORE EDİLİYOR ..

Resim
  Eski hali böyleydi.   Fotoğraflar:Panayotis K.

TARİHİ ESERLER HAKKINDA GENEL BİLGİ

Resim
Bir süredir sizlerle tarihi eserler hakkında bilgi veriyorum,ama fark ettim ki, bir konuda eksik bilgi veriyorum.Tarihi eserin ne olduğundan ve neden önemli olduğundan bahsetmedim. Tarihi eser nedir? Çok geniş bir anlama sahiptir.Kısaca anlatamak gerekirse genelde yok olmuş devletlerin,milletlerin yaşadığı dönemlerden kalan yapılar,ibadet yerleri,devlet binaları,ceşme,köprü v.s,bunların dışında ev eşyaları,süs eşyaları dönemim paraları gibi günlük kullanımda ne varsa bu materyallerin hepsi tarihi eserdir. Neden önemlidir? Tarihi eserler bir toplumun geçmişini anlatan en önemli kalıntılardır.Geçmiş yaşamları anlayabilmek için önemlidir.Tarihi eserlerden elde edilen verilerle günümüzden binlerce yıl önce yaşamiş bir toplumun ne yediğinden, nasıl yaşadığına kadar birçok bilgiye ulaşmamızda bize yardımcı olur.Tarihi eserler bulunduğu bölgede yaşamış toplumların özelliklerini taşıdığından kimlerin o bölgede hangi yıllarda nasıl yaşadığını, ne yediklerini, ne içtiklerini, ne g

YOK EDİLEN BİR MİRAS POSTUBOŞ BABA (POŞPOŞ)TEKKESİ

Bir zamanlara Batı Trakya’ki Osmanlı Eserlerinin sayıları. 1913’te : Dedeağaç’ta 11 cami ve mescid olmak üzere 14 eser. Dimetoka ve çevresinde 133 cami ve mescid, 8 medrese, 18 mekteb, 11 tekke olmak üzere 187 eser. Gümülcine’de 76 cami, 35 mekteb, 27 han, 28 hamam olmak üzere 295 eser. İskeçe ve çevresinde 171 cami ve mescid olmak üzere 179 eser bulunuyordu. Günümüzde bu eserlerin bir çoğu yok olmuştur. Yok olan eselerin başında Postuboş(poşpoş)Baba tekkesi gelmektedir. Peki kimdir Postuboş Baba? Halveti Tarikatına bağlıdır.Sultan Murat Hüdavendigar zamanında sayılı alimlerdendir.Gazi Evrenos Bey’le Rumelinin fethinde büyük rol oynamıştır.Gümülcine’ye yerleşmiş,burada tekke,aşhane ve misafirhane açmıştır.Kendiside burada vefat etmiştir ve tekkeye defnedilmiştir. İsmail Bıcakçı böyle anlatır, kitabında… Yeni yayınlanmış olan: T.C BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİNİN HAZIRLDIĞI OSMANLI BELGELERİNDE BATI TARAKYA İsimli kitapta iki belgede rastlıyoruz, Postuboş Baba tekkesine

BATI TRAKYA’DAKİ OSMANLI KÖPRÜLERİ

Resim
                                                           Nalıköy Taş köprüsü İSKEÇE HAMİDİYE KÖPRÜSÜ NARLI KÖY TARİHİ OSMANLI KÖPRÜSÜ IRCAN KÖYÜNDEKİ KEMER KÖPRÜ Osmanlı Sultanları, yaptırdıkları köprülerle dünya kültür mirasına birçok sanat eseri birakmışlardır.Batı Trakya’da bulunan köprülerde bu tarihi mirastan nasiplerini ROMAve BİZANS köprüsü damgası yiyerek almıştır….. Köprülerin tarihçesi; İlk köprüler, büyük bir olasılıkla, dereleri geçmek için ağaç kütüklerinin karşısından karşıya uzatılması ya da İngiltere’de dev on’da hala var olan köprü gibi, büyük ve düz taşlarlın yan yana konulmasıyla oluşan geçitler biçimindeydi. Bir diğer yöntem de ardı ardına bağlanan kayıklardan yapılan köprülerdir. Köprülerle ilgili en eski yazılı belge, yunanlı tarihçi Herodotos’un (M.Ö. 485–425) sözünü ettiği daha kalıcı bir yapıdır. Bu M.Ö. 8. Yüzyılda Babil’de, Fırat nehri üzerindeki köprüdür. Daha dayanıksız, ancak teknik açıdan dikkate değere bir köprü, kral Darius’un (M.Ö.548–

GÜMÜLCİNE VE İSKEÇE SAAT KULELERİ

Resim
  GÜMÜLCİNE SAAT KULESİ     İ SKEÇE SAAT KULESİ Gümülcine ve İskeçe şehri simgeleri haline gelmiş, saat kulelerinin tarihine bakamadan önce saatin geçmişine kısa bir göz atalım. Saatin Tarihi Gelişimi: İnsanlar zamanı ölçmek için antik çağlardan başlayan bir uğraş içinde olmuştur. Bilinen ilk saatin icadı , M.Ö. 3500'lü yıllara kadar dayanan güneş saatidir. Güneş saati, güneşin gökyüzündeki hareketlerinden faydalanarak zamanı ölçmüştü. M.Ö. 15. yüzyılda bir kabın içindeki küçük delikten akan suyu işaret eden çizgilerden oluşan su saati icat edildi. Yine aynı yüzyılda zamanı ölçen çeşitli uzunluktaki mumlardan yapılan mum saati ve bunun ardından da kum saati icat edildi. Mekanik saatler, 13. yüzyılın sonuyla 14. yüzyılın başlarında Avrupa'da top ile neredeyse eş zamanlı olarak icat edildi. Bu bir rastlantı değildir.Her iki icatta madenleri işleme becerisindeki kayda değer bir gelişmenin ürünüydü. İlk saat ustalarının çoğu aynı zamanda top yapımcısıydı. 1829 yılında

BİR ZAMANLAR YANYA ŞEHRİ

Resim
                                                                                                                                                                                                                                                     KAYNAK:(http://yanyafbk.blogspot.com/)